6 Ocak 2017 Cuma

İyi Hissetmek



Kendiniz olmayı unutmayın,kendinizi dinlemeyi..Nil Karaibrahimgil bunu yapan insanlardan biri.Düşünceleri çok yalın,çok sade ve direkt.İyi olmanın duru ve saf hali..Her sabah dinlemeyi planlıyorum :)




Hayatta bazı şarkılar vardır,insana bir şeyleri hatırlatan kaybetmeden,umut veren..Pinhani'nin Yitirmeden şarkısını hayata motivasyon şarkınız olarak kullanın derim.
PİNHANİ YİTİRMEDEN



Hayat bize çoğu zaman güçlü olmamızı söyler hele dünyaya bir kadın olarak geldiysek bu da beni güçlü hissettiren diğer bir şarkı :) Erkekler güçlü kadınlardan korkmayın,güçlü kadın iyidir..

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Kamp Ateşi


 Michael Palin'in de dediği gibi “Seyahat etme mikrobu size bir defa bulaştıktan sonra artık tedavisi yoktur. Hayatımın sonuna kadar bu mikropla mutlu bir şekilde yaşayacağımı bilmek çok güzel bir duygu!”


Evet şimdi gelelim benim ilk kamp deneyimime.Hayatımda hiç çadırda kalmamıştım,kurmayı dahi bilmem.Ateş yakmışlığım yoktur,kısıtlı imkanları idareli kullanma deneyimim de yoktur veya bir kriz anında ne yapılması gerektiğini de bilmem;panik yapmak dışında :) Kamp kurmak,bunları öğrenmek için süper bir araç.

Kamp için neler gerekli gibi bir liste tabi ki yapmayacağım,çünkü bunu yapacak kadar bilgi birikimine sahip değilim.Peki ben ne götürdüm yanımda;
  • Bir uyku matı,
  • Minik bir yastık,
  • Polar Battaniye,
  • Gece üşümemek için kalın giysiler,
  • Çadır
  • Uyku Tulumu
  • Çakı,çakmak
Kamp yerine ulaşmadan önce şehir merkezinden aldığımız şeyler;
  • plastik tabak,çatal,bardak,
  • sıvı sabun,
  • ıslak mendil(alırken ne gerek var ya ıslak mendile dedim ama ÇOK gerekli oldu,özellikle benim gibi sakarsanız),
  • Su
  • Kömür,tel ızgara
  • Köy ekmeği(tam buğdaydan yapılıyormuş ve fırıncı amca kilo verdirdiğini iddia etti)
  • Kamp ateşinde közlemek için biber,mantar
  • Manavdan sebze ve meyve gibi gibi istediğiniz artık ne varsa alabilirsiniz araç varsa hepsi mümkün elbette..
Kamp yapmak istediğimi söylediğimde öncelikle gidilecek güzel bir yer bulmak gerekti ve İğneada fikri ile yola çıktık.
Sabah erken saatlerde yola çıktık,aracımızla İstanbul'dan Saray-Vize-Demirköy ve İğneada güzergahını izleyerek maceramıza başladık.İlk durağımız Limanköy oldu.


Ben gitmeden önce araştırmamıştım ilk defa bir yeri,döndükten sonra ufak bir araştırma yaptım.
İğneada nerde peki? 
Kırklareli ilimizde İstanbul'a 224 km uzaklığında,Demirköy ilçesine bağlı  bir sahil kasabası. 
Sahili Türkiyede gördüğüm en uzun sahillerden biri,okuduğum bir kaynakta 22 bir diğerinde 33 km uzunluğunda olduğu yazıyordu.
İğneada Sahili
Limanköy Kuşbakışı

Yolculuğumuzda bizi ilk karşılayan manzara bize gerçekten farklı deneyimler yaşayacağımızın sinyallerini vermişti.
Sırtına güneş kremi de ister miydin cicim?


                  İğneada Longoz Ormanları Millî Parkı

İğneada Türkiye'nin 39.milli parkına sahiptir.Alan bataklıklar,subasar orman,tuzlu ve tatlı su gölleri ile kıyı kumullarını bir arada bulunduran ekosistemlerden birisidir.Peki nedir bu Longoz Ormanları der iseniz;
Longoz Ormanları diğer bir adıyla Subasar Ormanı nadir rastlanan ekosistemlerdendir.Longoz,denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktirdiği yerde oluşan özel bir ekosistemdir.Bu Longoz Ormanını ise Yıldız Dağlarından Karadeniz'e ulaşan derelerin biriktirdiği alüvyonlar oluşturmuştur.
Daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak isterseniz de linke tık tık;
Longoz Ormanları


Milli Park alanında beş adet göl bulunmaktadır.

  1. Erikli Gölü(lagün olmak ile birlikte yazın deniz ile bağlantısı kesilir.)
  2. Mert Gölü
  3. Saka gölü
  4. Pedina gölü
  5. Hamam gölü
Biz arkadaşımla Mert gölünü bulmaya karar verdik,daldık Longozun içine,oldukça heyecan vericiydi.Ben yön duygum sıfır olduğundan kaybolmuş hissine kapıldığımı itiraf edebilirim ama korkum kaybolmak değilde yabani bir hayvanla karşılaşmaktı,Özgürde bana bilgi vereyim derken korku seviyemi arttırdı :) ama sonunda bizi yine ormandan çıkaran o oldu,yinede ormanda bizi kaybettiği gerçeğini değiştirmez bu hala kızgınım :p :))
Longoz Ormanları,İğneada

Mert Gölü,Longoz Ormanları

Rehberimiz Özgür yön tayin ederken


Mükemmele Yakın Olmak

Orman çıkışı hemen bir şeyler atıştırdık ve limanköye doğru yol aldık,hava kararmadan kamp atacağımız bir yer bulmamız gerekiyordu(Kamp Atmak,yeni bir şeyler öğrenmenin en zevkli kısmı da bu hem yeni terimler hemde yeni deneyimler..)


Önce gece kamp alanınında ihtiyacımız olacak şeyleri tedarik etmekle işe başladık,sonrasında yer aramaya koyulduk.Daha önce gitmediğimiz için internette kamp alanlarına baktık ama çok net bilgilere erişemedik veya karşımıza çıkan yerler ücretli yerlerdi,karşımıza çıkan siteler de kamp turları düzenleyen grupların siteleriydi.
Ama bizim farkımız daha özgür ve bir gruba bağlı olmayışımızdı,ve bu benim için harika bir deneyimdi.
Gittiğimiz kamp alanını maalesef sizlerle paylaşmayacağım,gerçekten hayalimizdeki gibi bir yer bulduk.
Uzun uğraşlar sonucu çok beğendiğimiz bir yere gittik..Bu arada kendimize bir arkadaş bile bulduk.
Önce ateş yakmak için çalıları topladık,sonra taşlardan çember yaptık ateşimizi yaktık.Hep beraber yemek hazırladık,keyifle sohbet ettik.
Kamp atılacak yeri bulmuş olmanın mutluluğu














Hayatta mutlu olmak aslında bu kadar basit



“Bir yolculuğun en iyi ölçüsü katettiğin kilometreler değil, yolculuk sırasında edindiğin arkadaşlardır.” – Tim Cahill
Bu söze de canı gönülden katılıyorum,yolculuğumuz boyunca güzel insanlarla tanıştık,onlardan güzel şeyler öğrendik,güzel şeyler dinledik.Dönüş yolunda otostop çeken arkadaşları arabamıza aldık birlikte İstanbul'a geldik.





Sevgiyle Kalın...

6 Şubat 2016 Cumartesi

Takip Edilesi Gezginler

İnsanoğlu hep gezmek ister kiminin cesareti yoktur sahip olduklarını bırakacak kadar,kiminin parası,kiminin ise hayalleri bu yönde değildir.Kimisi sisteme körü körüne bağlanmak zorunda kalmıştır,ama öyle insanlar var ki bize cesaret verebilecek aslında hayatın sadece paradan ibaret olmadığını  gösteren sadece bir sırt çantasıyla bile bunun yapılabilceğini bizlere gösteren o güzel insanlar ve onların bloglarını derlemek istedim sizlerle bu tarz bloglarla karşılaştıkça eklmeye devam edeceğim.Hepinize keyifli takipler dilerim..

İlk Gezginlerimiz Duygu & Bilgehan 'Biz Evde Yokuz' adlı sitelerini takip için linke tık tık;
Biz Evde Yokuz

bakılası
http://www.ef.com.tr/blog/language/seyahat-ile-ilgili-sozler/

24 Eylül 2014 Çarşamba

Viyana Şehrine Tschüss Bratislava Şehrine Ahoy!!



Muazzam güzellikleri içinde barındıran Viyanaya elveda deme vakti geldikten sonra Slovakya'nın başkenti Bratislava'ya gitmek için hazırlıklara başladık. Viyana ve Bratislava arasında sadece bir saat var ve otobüsle gitmekte oldukça rahat ve ucuz.Otobüse nereden binebileceğimiz ile ilgili bilgileri resepsiyon görevlisinden aldıktan sonra otobüs biletlerimizi almak için yola koyulduk.U3 metro hattını kullanarak ERDBERG'e gittik.
U3 METRO HATTI
Erdberg'te bratislavaya giden otobüsler kalkmakta,otobüse binmeden önce biletlerimizi almak için metrodan indiğimiz yerden yolun karşışına geçiyoruz.Gişedeki bayana 4 kişi için bilet almak istediğimizi söylüyoruz biletlerimizi kesiyor ama otobüsün 5 dakika içinde kalkacağını söylüyor zaten otobüsler bilet alınan yerin hemen önünden kalkıyor.Şansımız yaver gidiyor ki biletlerimizi alır almaz otobüse biniyoruz ve bratislava rüyamız da başlıyooooor..

Hap Bilgi:
Viyana-Bratislava arası taşımacılık yapan otobüs şirketi : vib(Vienna International Busterminal)
Viyana-Bratislava otobüs bilet fiyatı:7,20 EURO

Ayrıca Viyana'dan Prag'a da otobüsle gitmeniz mümkün.
Prag için bilet fiyatı ise 22 euro.




Viyana Otobüs Terminali


Avrupada trenle seyahat etmek kadar otobüsle seyahat etmek de keyifli.Yol boyunca küçük köyler,dev rüzgar gülleri,ve doğal manzaralar görmeniz mümkün.Avrupalılar bize nazaran doğayı korumayı biliyorlar ve bu kadar yeşil alan görmek insanı gerçekten dinlendiriyor.Şehirde yaşamak bize topraktan geldiğimizi,toprağa ve doğaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu unutturabiliyor.

Bir saatlik süren bu keyifli yolculuğun ardından Bratislava'ya ulaşıyoruz. Otobüsten indikten sonra ilk iş otelimizi bulmaya çalışmak oluyor ama neyse ki bu sefer şanslıyız çünkü bratislava oldukça küçük ve biz bu sefer tuna nehrinin üzerinde bir botta konakladığımız için tuna nehrine doğru ilerlememiz otelimizi bulmaya yetiyor;yürüyerek 5 dakika içinde otelimize ulaşıyoruz.Hayatımda hiç cruiselarla seyahat etmediğim için Bratislavada konaklayacak bir yer ararken BOTEL GRACIA otelini görünce bunun farklı bir deneyim olabileceğini düşünerek bu otelde rezervasyon yaptırdım.İyi ki de yapmışım geceleri geminin kamarasında uyumak,şehri dolaştıktan sonra geminin güvertesinden şehri tunadan seyretmek oldukça keyifliydi.

BOTEL GRACIA


Botel Gracia'yı gördüğümde ben :)
Musmutlu bir ben<3
Odadan gördüğüm manzarayı tasvirlemek için fotoğrafı bu şekilde photoshopladım,şimdi siz de o camdan benim gibi bakarak hayal edebilin diye :)





Botel Gracia
Bratislava'da nereleri gezdim,neler yaptım,neler yedim bunları konuşmadan önce bu şehir ile ilgili genel bilgilere bir göz atalım.
Bratislava Slovakya'nın başkenti ve en büyük şehridir.Büyük dediğime bakmayın  belkide görüp görebileceğiniz en küçük şehir :) Biblo gibi bir şehir yani,ama çooook güzel.
Bratislava Viyananın doğusunda yer alıyor.Bratislava'nın hem Macaristana hemde Avusturyaya sınırı var.Dünya üzerinde  iki ülkeye de sınırı olan iki başkent vardır bunlardan biri de Slovakya'nın başkenti Bratislavadır.Tuna nehri bu şehirden de tüm endamıyla geçip gidiyor.
Bu şehir 450.000 kişiyi içinde barındırıyor..Bu büyük ama küçük şehrin insanlarına gelirsek:' slovak kızları çok güzel olmmm.'dedirtecek derecede güzel,erkekleri ise  orta karar;eh işteee dedirtir cinsten:)
 Çekoslovakya'nın parçalanışıyla Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak iki yeni ülke kurulmuştur.
Slovakya çok eski bir devlet değil ben 3 yaşındayken kurulmuş.Kuruluş tarihi 1 Ocak 1993'tür.
Çeklerden ayrılan Slovaklar,Çeklerle kıyaslanmaktan pek hoşlanmıyorlar hatta bu yüzden sıkça söyledikleri şey : ''Slovakya,Slovenya değil;Bratislava,Prag değil.''Slovakya ile ilgili araştırma yaparken dikkatimi çeken bir konu daha Çekoslovakya'nın ayrılmasıyla Teknolojiden anlayan insanların Çek Cumhuriyeti kısmında,siyasetten anlayan insanlarında Slovakya'da kalması her iki ülkenin de sıkıntı yaşamasına sebep olmuş.Çek cumhuriyetinde ülkeyi yönetecek nitelikte insanlar yokken,Slovakya'da ise Teknolojik alanda,sanayide vs. çalışacak kalifiye elemanların yokmuş.

Bundan sonrasına foto rehber olarak devam edeceğim :)İyi Seyirler...
Otele yerleştikten sonra eski şehre gidiyoruz eski şehre girişte bizi bu şirin kırmızı araba karşılıyor.
Şehri turlamak için bu araçlara binebilirsiniz.Ama şehir  adımlayacak kadar ufak söylemekte fayda var.


Otobüsle seyahat ettirmek acıktırıyor :) şehri gezemden önce ilk iş karnımızı doyurmak oluyor.
Ne yesek diye düşünürken kuyrukta ki insanları görüp bu baget büfeyi keşfettik.Fiyatlar hem uygun,bagetler doyurucu
ve lezzetliydi.



Baget Sandviç Fiyat Listesi



BRATİSLAVADA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER FOTO REHBER


Otelimizden çıkıp tuna kıyısı boyunca ilerliyoruz 'historical area' yazan tabelaları takip ettiğimizde kendimizi Slovak Ulusal Tiyatrosunun önünde buluyoruz.
Kendinize Bratislava gezi planı yaparken gezinize tiyatronun önünden başlayabilirsiniz. 
Divadlo; tiyatro demek Slovakça.
Eğer bir tiyatro aşığı iseniz linke tıklayıp Slovak Ulusal Tiyatrosunun oyun içerik ve zamanlarına bakabilirsiniz.
Linke tık tık:  http://www.snd.sk/

Slovenské národné divadlo
Slovak Ulusal Tiyatro Binası
Bratislavayı gezmek için iyi bir başlangıç noktası,ilk gezi noktanızı tiyatro olarak belirleyebilirsiniz
.Bir diğer başlangıç noktanız Hlavne Namestie de olabilir,tiyatro bizim otelimize yakın olduğu için ilk gezi noktasını burası olarak belirledik.

Tiyatro Binasından sonra
bizi Shöner Naci Abimiz karşılıyor.
Bu güler yüzlü,jilet gibi abimizin hikayesi
biraz acıklı aslında.Rivayete göre kendisi 4 dil biliyor,babası ayakkabıcı dedesi ise
çok ünlü bir palyaço.
Kendisinin  aşk acısı yüzünden biraz contayı sıyırdığı yaz kış atkısı boynunda şapkası elinde
insanları selamlayarak gezdiği söyleniyor.1967 yılında ise tüberküloz hastalığından hayatını kaybediyor.
İnsanlara her gün nezaketini sunan bu nazik adamın heykeli yapılıyor şimdi de şapkasıyla şehri ziyarete gelenleri selamlıyor.

Bratislava heykelleri ile de ünlü bir şehir şehrin her yerine serpiştirilmiş,
irili ufaklı heykeller bunlardan biri de 'man at work' diğer bir adıyla CUMİL.
Cumil heykeli 1997 senesinde 1805 yılındaki istilanın ardından eski şehir KORZO'nun
yeniden inşasını anlatmak için yapılmıştır. Cumil heykeli Panska Caddesi üzerinde bulunuyor.
Cumil'in de farklı bir hikayesi var.Alt yapı çalışmalarında çalışan işçilerin hava almak için
rögar kapaklarından kafalarını çıkarır vekadınların eteklerinin altına bakıp ıslık çalarlarmış tabi
bu rivayet bunun gibi bir çok senaryo var.Turistler Cumili çok seviyor ben de çok sevdim ve bu yüzden onun yanına  gideceğim gün elbise giydim eveet :)Ama bana ıslık çalmadı ne yazık :p




Cumil ile başka bir buluşma

Hviezdoslav Meydanında bulunun heykel ise  Hans Christian Andersen 'Küçük Kibritçi Kız' masalının yazarı,bu masalı Bratislava şehrinde yazmış.Bratislava şehrini de çok seviyormuş.Bratislava şehrinin bir peri masalışehri olduğunu da söylemiş yazardır kendisi.




Macar Kraliçesi Elizabet of Hungary için adanmış kilise ve
macar bir mimar tarafından yapılmış.1907-1908 yılları arasında 
inşa edilmiş.

Macar kraliçesi Elizabeth, 14 yaşında evlenmiş ve 20 yaşında kocasının ölümü
üzerine dul kalmış.Macarlarda da bizdeki mehir sistemi varmış,ve 
kocasının ölümü üzerine çeyizi kendisine geri verilmiş bu parayla kendisinin de görev 
yaptığı bir hastane yaptırmış.Elizabeth of Hungary  hristiyan aleminin hayırseverlik simgelerinden biridir aynı zamanda,iyi insanlar hep erken göçer bu hayattan Kraliçe Elizabet de 24 yaşında ölmüş ve ölümünün ardından azize ilan edilmiştir.


Church of St. Elizabeth Mavi Kilise
çoğu zaman şeker,pasta kilise gibi benzetmeler yapılmış olsa da ben bu kiliseyi
buluta,gökyüzünden düşen bir parçaya benzettim.Avrupa'daki diğer kiliselerden farklı,
genelde avrupa mimarisi barok tarzda işlerle bezenmiş durumda Mavi Kilise onlardan çok farklı önünde bol bol fotoğraf çekilesi bir yer :)gökyüzüne dokunmak gibi bişi..






 Bu Selfi için mazur görün beni :) 





Mavi Kilise önündeki anıt,araştırmama rağmen hiç bir
kaynaktan bilgi edinemedim ama bir gün bir bilgi
edinirsem sizlerle paylaşmak adına bu fotoğraf  burda
dursun. 

Bratislava'da haritaya bakmadan etrafta ne var ne yok gezintisi yaparken bir el sanatları pazarı bulduk,çok cici şeyler vardı ve yaratıcı ürünler.Eğer el sanatlarına karşı ilginiz varsa uğramanızı tavsiye ederim derim ama pazarın adı hakkında bir fikrim yok  sokağın adını dahi hatırlamıyorum,bu cici şeyleri görünce hepsi aklımdan ucup gitmiş,şimdiden özür dilerim. 



Dantel hiç bir zaman modasını kaybetmeyecek sanırım,sürekli farklı şekillerde karşımıza çıkacak,çıksın da .El sanatları geçmişi günümüze yansıtan bir olgu olduğu için ben çok seviyorum hiç ölmesin el sanatları,hep yaşasın değer bulsun..



Kurutulmuş meyvalardan oda kokusu yapmışlar annem de ben de çok sevdik,biz 
satın almadık çünkü annem inceledi ve evde kendim yapıcam dedi,fikirlerini feyz aldık
ama kültürel etkileşim böyle bir şey işte :)

Siz de bu halkanın ortasına oturun İstanbul'a
1231 Km,New York'a 6856 Km,
Londra'ya 1288 Km uzaklıkta fotoğraf çektirin.


Bratislava'dan İstanbul 1231KM Michael Kapısını biraz geçtikten sonra
yerdeki kraliyet tacı simgelerini takip ettiğinizde sizi bu merkez noktaya götürecektir.

Evet gezmek insanı acıktırıyor,Bratislavada iken akşam yemeklerini bir yerde yemeyi tercih ettik çünkü,hem çok lezzetli ve doyurucu hemde uygun fiyatlara yemek sundu NARNIA bize. Hmmm narnia tanıdık geldi değil mi evet Narnia Günlükleri'nden adını almış bu kafenin içi de narnia günlükleri konseptiyle döşenmiş ve duvarda da filmdeki karakterleri resmedilmiş.





Narnia Günlükleri konseptiyle döşenmiş bu kafeyi ben de çok sevdim.
Bu Kafe slovakya tiyatrosunun hemen yanında.Merkezi ve şık olmasına rağmen
oldukça hesaplı.

4 kişi için yalnızda 21EURO ödeme yaptık
karnımız da doydu oh miss.

                                                      BRATISLAVA KALELERİ

Bratislava'da 3 adet köprü bulunmakta ama ben sadece 2 tanesini gördüm sanırım Stary Most (Eski Köprü) yıkılmıştı sadece köprünün ayakları kalmıştı.

Novy Most dünya'nın 32. en yüksek kulesine sahip.Tarihi şehir Bratislava'yı ve Petrzalka'yı birbirine bağlar.Yani Hotelimizin karşısında gördüğümüz yer Petrzalka.

Novy Most Köprüsü



Most Apollo gece görünüşü.Most Apollo köprüsü de şehrin en yeni köprüsü 2005 yılında hizmete açılmıştır.




Stary  Most köprüsü şehrin en eski köprülerinden biri ama dediğim gibi köprünün sadece ayakları kaldığı için resmi yok.Sanırım yeniden inşası falan yapılacak.1825 yılında inşa edilmiş 2010 yılında da araç trafiğine kapatılmış.






Eğer alışverişe meraklıysanız Bratislava'da çok güzel bir alışveriş merkezi de var adı da EUROVEA . Bilgisayar oyunlarına meraklıysanız burada çok büyük bir mağaza gördüm meraklı olmasam da meraklı olan arkadaşlarım için girdim baktım :) bir şey anladım mı tabi ki de hayır ama bir tane var orda ben biliyorum(^_^) Bratislava da alışveriş yapılır mı derseniz fiyatlar oldukça uygundu mesela ben oradan kendim için 20 euroya çok güzel bir çanta aldım,ürün kalitesi de Türkiye ile eş değer tabi tekstil ve benzeri ürünler Türkiye'den dünyaya dağıldığından mütefellit olsa gerek.
Peki buraya ulaşım nasıl sağlanır derseniz tabi ki de yürüyerek gitmeniz mümkün daha önce de söylediğim gibi Bratislava adımlarımız için kurulmuş bir şehir ve yürümek çok keyifli çünkü bir yanında nehir,tepenizde ılık bir güneş ve etrafa serpilmiş heykel ve biblo evler.Otelimiz nehirin kenarında olduğu için otelden çıkıp nehir boyunca kuzeye doğru yürüyoruz ve yolun kenarında lüks bir otel kafeler ve nehri oturup seyredebileceğiniz merdivenler mevcut. Yine yurtdışı ve ülkemizi karşılaştırı gibi olacağım ama maalesef ki bizim ülkemizdeki gibi güzel manzaraların tadını çıkarmak için kafelerde oturup tonla para vermek zorunda değilsiniz burada kafeler kıyıların tam kenarlarına değil 500 mt kadar ötelerine yapılmış ve halkın hizmetine sunulmuş;dilerseniz kafede dilerseniz de çimlere yayılıp günün tadını çıkarabilirsiniz.Otelden çıkıp yürüdükten sonra bu merdivenleri görünce oturup bir soluklanalım dedik tabi ki de yorulduğumuzdan değil Bratislava o kadar şirin bir şehir ki size hem dinlenme hemde gezme fırsatı sunuyor.Burada biraz oturduktan sonra 200mt kadar daha yürüdük ve sonunda EUROVEA Alışveriş Merkezine ulaştık karşılaştığımız manzara muazzamdı çünkü alışveriş merkezinin ortasındaki meydanda bir havuz vardı ve havuzun önünde de bir heykelcik güneş de batmak üzereydi ilk defa bir alışveriş merkezine giderken bu kadar huzura erdim çünkü normal şartlarda insanların alışveriş merkezlerine temel ihtiyaçlarını edinmek için gitmelerine bir anlam verememekteyim :)

Most Apollo köprüsüne doğru ilerliyor ve EUROVEA'ya ilerliyoruz.


Eurovea Alışveriş Merkezi Meydanı

Bir elinde ayna bir elinde cımbız umurunda mı dünya?!?
Suya bakmak çok rahatlatıcı resimden bile :)
Bratislava'da gezimizi bitirdikten sonra bot otelimizde son gecemizi geçirip sabah resepsiyondan Viyana'ya giden otobüslere nerden bineceğimizi sorduktan sonra otelimize yakın olan otobüs durağından  50 veya 70 numaralı otobüslere binerek AUTOBUSOVA STANICA'ya gidiyoruz merkezden bu otobüs garına ulaşım 3-5 dk sürüyor.
Araç kiraladığımız için ve aracımızı Viyana Havaalanın'dan alacağımız için Bratislava'dan Viyana'ya geri dönüyoruz.
Slovak Lınes'tan Bratislava Viyana Arası Otobüs Bileti 7,70 Euro.Otobüsün belli durakları var dönerken biz Viyana Havaalanında ineceğimizi söyledik eğer sizde son durağınızı Viyana olarak belirlerseniz ve gitmeden bir Bratislava da yapayım derseniz ki bu çok iyi bir fikir :) Bratislava'dan sonra Viyanaya dönerken ve biletinizi keserken ineceğiniz durağı belirtmeyi ihmal etmeyin biz havalimanında inmek istediğimizi belirttik çok rahat bir yolculuk geçirdik açıkcası ben de korkuyordum ya kaybolursak falan yok yaaa kaybolmuyormuşsunuz :D neyseki ben soru sormaktan çekinmeyen bir insanım hatta biraz fazla soru soran bir tipim :)))

Şimdi Bratislava gezimize fotoroman şeklinde devam edelim mi?













Slovak Lines internet sitesinden de otobüs saatlerine,farklı şehirlere(viyana,prag vs.) giden otobüslerle iligli bilgilere ulaşabilirisniz.Link'e tık tık :)