2 Mayıs 2016 Pazartesi

Kamp Ateşi


 Michael Palin'in de dediği gibi “Seyahat etme mikrobu size bir defa bulaştıktan sonra artık tedavisi yoktur. Hayatımın sonuna kadar bu mikropla mutlu bir şekilde yaşayacağımı bilmek çok güzel bir duygu!”


Evet şimdi gelelim benim ilk kamp deneyimime.Hayatımda hiç çadırda kalmamıştım,kurmayı dahi bilmem.Ateş yakmışlığım yoktur,kısıtlı imkanları idareli kullanma deneyimim de yoktur veya bir kriz anında ne yapılması gerektiğini de bilmem;panik yapmak dışında :) Kamp kurmak,bunları öğrenmek için süper bir araç.

Kamp için neler gerekli gibi bir liste tabi ki yapmayacağım,çünkü bunu yapacak kadar bilgi birikimine sahip değilim.Peki ben ne götürdüm yanımda;
  • Bir uyku matı,
  • Minik bir yastık,
  • Polar Battaniye,
  • Gece üşümemek için kalın giysiler,
  • Çadır
  • Uyku Tulumu
  • Çakı,çakmak
Kamp yerine ulaşmadan önce şehir merkezinden aldığımız şeyler;
  • plastik tabak,çatal,bardak,
  • sıvı sabun,
  • ıslak mendil(alırken ne gerek var ya ıslak mendile dedim ama ÇOK gerekli oldu,özellikle benim gibi sakarsanız),
  • Su
  • Kömür,tel ızgara
  • Köy ekmeği(tam buğdaydan yapılıyormuş ve fırıncı amca kilo verdirdiğini iddia etti)
  • Kamp ateşinde közlemek için biber,mantar
  • Manavdan sebze ve meyve gibi gibi istediğiniz artık ne varsa alabilirsiniz araç varsa hepsi mümkün elbette..
Kamp yapmak istediğimi söylediğimde öncelikle gidilecek güzel bir yer bulmak gerekti ve İğneada fikri ile yola çıktık.
Sabah erken saatlerde yola çıktık,aracımızla İstanbul'dan Saray-Vize-Demirköy ve İğneada güzergahını izleyerek maceramıza başladık.İlk durağımız Limanköy oldu.


Ben gitmeden önce araştırmamıştım ilk defa bir yeri,döndükten sonra ufak bir araştırma yaptım.
İğneada nerde peki? 
Kırklareli ilimizde İstanbul'a 224 km uzaklığında,Demirköy ilçesine bağlı  bir sahil kasabası. 
Sahili Türkiyede gördüğüm en uzun sahillerden biri,okuduğum bir kaynakta 22 bir diğerinde 33 km uzunluğunda olduğu yazıyordu.
İğneada Sahili
Limanköy Kuşbakışı

Yolculuğumuzda bizi ilk karşılayan manzara bize gerçekten farklı deneyimler yaşayacağımızın sinyallerini vermişti.
Sırtına güneş kremi de ister miydin cicim?


                  İğneada Longoz Ormanları Millî Parkı

İğneada Türkiye'nin 39.milli parkına sahiptir.Alan bataklıklar,subasar orman,tuzlu ve tatlı su gölleri ile kıyı kumullarını bir arada bulunduran ekosistemlerden birisidir.Peki nedir bu Longoz Ormanları der iseniz;
Longoz Ormanları diğer bir adıyla Subasar Ormanı nadir rastlanan ekosistemlerdendir.Longoz,denize doğru akan derelerin getirdiği kumların birikerek kıyıda set oluşturması ve dere ağzını kapatması sonucu akarsuyun biriktirdiği yerde oluşan özel bir ekosistemdir.Bu Longoz Ormanını ise Yıldız Dağlarından Karadeniz'e ulaşan derelerin biriktirdiği alüvyonlar oluşturmuştur.
Daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak isterseniz de linke tık tık;
Longoz Ormanları


Milli Park alanında beş adet göl bulunmaktadır.

  1. Erikli Gölü(lagün olmak ile birlikte yazın deniz ile bağlantısı kesilir.)
  2. Mert Gölü
  3. Saka gölü
  4. Pedina gölü
  5. Hamam gölü
Biz arkadaşımla Mert gölünü bulmaya karar verdik,daldık Longozun içine,oldukça heyecan vericiydi.Ben yön duygum sıfır olduğundan kaybolmuş hissine kapıldığımı itiraf edebilirim ama korkum kaybolmak değilde yabani bir hayvanla karşılaşmaktı,Özgürde bana bilgi vereyim derken korku seviyemi arttırdı :) ama sonunda bizi yine ormandan çıkaran o oldu,yinede ormanda bizi kaybettiği gerçeğini değiştirmez bu hala kızgınım :p :))
Longoz Ormanları,İğneada

Mert Gölü,Longoz Ormanları

Rehberimiz Özgür yön tayin ederken


Mükemmele Yakın Olmak

Orman çıkışı hemen bir şeyler atıştırdık ve limanköye doğru yol aldık,hava kararmadan kamp atacağımız bir yer bulmamız gerekiyordu(Kamp Atmak,yeni bir şeyler öğrenmenin en zevkli kısmı da bu hem yeni terimler hemde yeni deneyimler..)


Önce gece kamp alanınında ihtiyacımız olacak şeyleri tedarik etmekle işe başladık,sonrasında yer aramaya koyulduk.Daha önce gitmediğimiz için internette kamp alanlarına baktık ama çok net bilgilere erişemedik veya karşımıza çıkan yerler ücretli yerlerdi,karşımıza çıkan siteler de kamp turları düzenleyen grupların siteleriydi.
Ama bizim farkımız daha özgür ve bir gruba bağlı olmayışımızdı,ve bu benim için harika bir deneyimdi.
Gittiğimiz kamp alanını maalesef sizlerle paylaşmayacağım,gerçekten hayalimizdeki gibi bir yer bulduk.
Uzun uğraşlar sonucu çok beğendiğimiz bir yere gittik..Bu arada kendimize bir arkadaş bile bulduk.
Önce ateş yakmak için çalıları topladık,sonra taşlardan çember yaptık ateşimizi yaktık.Hep beraber yemek hazırladık,keyifle sohbet ettik.
Kamp atılacak yeri bulmuş olmanın mutluluğu














Hayatta mutlu olmak aslında bu kadar basit



“Bir yolculuğun en iyi ölçüsü katettiğin kilometreler değil, yolculuk sırasında edindiğin arkadaşlardır.” – Tim Cahill
Bu söze de canı gönülden katılıyorum,yolculuğumuz boyunca güzel insanlarla tanıştık,onlardan güzel şeyler öğrendik,güzel şeyler dinledik.Dönüş yolunda otostop çeken arkadaşları arabamıza aldık birlikte İstanbul'a geldik.





Sevgiyle Kalın...

1 yorum:

  1. Merhabalar. Bir senedir kamp atma hayaliyle başımı yastığa koyuyorum. Yalnızca gece gördüğüm rüyalarda kamp atıyorum. Yada sabah bir sayıklamayla uyanıyorum sabaha. Sadece KAMP KAMP KAMP diyorum. Burada okuduğum deneyimler beni iyice zıvanadan çıkardı. Çıldıracağım. Artık kamp atma vakti geldi diye düşünüyorum. Habersiz ve ansızın çıkacağım bir gün. Üç beş gün kaybolmak güzel gelecek belki. Belki mi dedim. Duymamış olayım. İllaki güzeldir. Yeni insanlar tanımak yeni yerler görmek tabi güzeldir. Ben her meslekten farklı insanlarla tanışmak isterim. Gezmekte cabası tabi. Benim için kamp demek - bu cümleyi ilk defa daha kampa çıkmadan kullanacağım- 1 meslek 1 kültür demek. Bence oldu. fikrimdekine uyum sağladı gibi. Hadi size rast gelsin. Bir dahaki okuyacağım yazıda görüşmek dileğiyle. Benden bu kadar. Rumuz: Dilhun :)

    YanıtlaSil