24 Eylül 2014 Çarşamba

Viyana Şehrine Tschüss Bratislava Şehrine Ahoy!!



Muazzam güzellikleri içinde barındıran Viyanaya elveda deme vakti geldikten sonra Slovakya'nın başkenti Bratislava'ya gitmek için hazırlıklara başladık. Viyana ve Bratislava arasında sadece bir saat var ve otobüsle gitmekte oldukça rahat ve ucuz.Otobüse nereden binebileceğimiz ile ilgili bilgileri resepsiyon görevlisinden aldıktan sonra otobüs biletlerimizi almak için yola koyulduk.U3 metro hattını kullanarak ERDBERG'e gittik.
U3 METRO HATTI
Erdberg'te bratislavaya giden otobüsler kalkmakta,otobüse binmeden önce biletlerimizi almak için metrodan indiğimiz yerden yolun karşışına geçiyoruz.Gişedeki bayana 4 kişi için bilet almak istediğimizi söylüyoruz biletlerimizi kesiyor ama otobüsün 5 dakika içinde kalkacağını söylüyor zaten otobüsler bilet alınan yerin hemen önünden kalkıyor.Şansımız yaver gidiyor ki biletlerimizi alır almaz otobüse biniyoruz ve bratislava rüyamız da başlıyooooor..

Hap Bilgi:
Viyana-Bratislava arası taşımacılık yapan otobüs şirketi : vib(Vienna International Busterminal)
Viyana-Bratislava otobüs bilet fiyatı:7,20 EURO

Ayrıca Viyana'dan Prag'a da otobüsle gitmeniz mümkün.
Prag için bilet fiyatı ise 22 euro.




Viyana Otobüs Terminali


Avrupada trenle seyahat etmek kadar otobüsle seyahat etmek de keyifli.Yol boyunca küçük köyler,dev rüzgar gülleri,ve doğal manzaralar görmeniz mümkün.Avrupalılar bize nazaran doğayı korumayı biliyorlar ve bu kadar yeşil alan görmek insanı gerçekten dinlendiriyor.Şehirde yaşamak bize topraktan geldiğimizi,toprağa ve doğaya ne kadar ihtiyacımız olduğunu unutturabiliyor.

Bir saatlik süren bu keyifli yolculuğun ardından Bratislava'ya ulaşıyoruz. Otobüsten indikten sonra ilk iş otelimizi bulmaya çalışmak oluyor ama neyse ki bu sefer şanslıyız çünkü bratislava oldukça küçük ve biz bu sefer tuna nehrinin üzerinde bir botta konakladığımız için tuna nehrine doğru ilerlememiz otelimizi bulmaya yetiyor;yürüyerek 5 dakika içinde otelimize ulaşıyoruz.Hayatımda hiç cruiselarla seyahat etmediğim için Bratislavada konaklayacak bir yer ararken BOTEL GRACIA otelini görünce bunun farklı bir deneyim olabileceğini düşünerek bu otelde rezervasyon yaptırdım.İyi ki de yapmışım geceleri geminin kamarasında uyumak,şehri dolaştıktan sonra geminin güvertesinden şehri tunadan seyretmek oldukça keyifliydi.

BOTEL GRACIA


Botel Gracia'yı gördüğümde ben :)
Musmutlu bir ben<3
Odadan gördüğüm manzarayı tasvirlemek için fotoğrafı bu şekilde photoshopladım,şimdi siz de o camdan benim gibi bakarak hayal edebilin diye :)





Botel Gracia
Bratislava'da nereleri gezdim,neler yaptım,neler yedim bunları konuşmadan önce bu şehir ile ilgili genel bilgilere bir göz atalım.
Bratislava Slovakya'nın başkenti ve en büyük şehridir.Büyük dediğime bakmayın  belkide görüp görebileceğiniz en küçük şehir :) Biblo gibi bir şehir yani,ama çooook güzel.
Bratislava Viyananın doğusunda yer alıyor.Bratislava'nın hem Macaristana hemde Avusturyaya sınırı var.Dünya üzerinde  iki ülkeye de sınırı olan iki başkent vardır bunlardan biri de Slovakya'nın başkenti Bratislavadır.Tuna nehri bu şehirden de tüm endamıyla geçip gidiyor.
Bu şehir 450.000 kişiyi içinde barındırıyor..Bu büyük ama küçük şehrin insanlarına gelirsek:' slovak kızları çok güzel olmmm.'dedirtecek derecede güzel,erkekleri ise  orta karar;eh işteee dedirtir cinsten:)
 Çekoslovakya'nın parçalanışıyla Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak iki yeni ülke kurulmuştur.
Slovakya çok eski bir devlet değil ben 3 yaşındayken kurulmuş.Kuruluş tarihi 1 Ocak 1993'tür.
Çeklerden ayrılan Slovaklar,Çeklerle kıyaslanmaktan pek hoşlanmıyorlar hatta bu yüzden sıkça söyledikleri şey : ''Slovakya,Slovenya değil;Bratislava,Prag değil.''Slovakya ile ilgili araştırma yaparken dikkatimi çeken bir konu daha Çekoslovakya'nın ayrılmasıyla Teknolojiden anlayan insanların Çek Cumhuriyeti kısmında,siyasetten anlayan insanlarında Slovakya'da kalması her iki ülkenin de sıkıntı yaşamasına sebep olmuş.Çek cumhuriyetinde ülkeyi yönetecek nitelikte insanlar yokken,Slovakya'da ise Teknolojik alanda,sanayide vs. çalışacak kalifiye elemanların yokmuş.

Bundan sonrasına foto rehber olarak devam edeceğim :)İyi Seyirler...
Otele yerleştikten sonra eski şehre gidiyoruz eski şehre girişte bizi bu şirin kırmızı araba karşılıyor.
Şehri turlamak için bu araçlara binebilirsiniz.Ama şehir  adımlayacak kadar ufak söylemekte fayda var.


Otobüsle seyahat ettirmek acıktırıyor :) şehri gezemden önce ilk iş karnımızı doyurmak oluyor.
Ne yesek diye düşünürken kuyrukta ki insanları görüp bu baget büfeyi keşfettik.Fiyatlar hem uygun,bagetler doyurucu
ve lezzetliydi.



Baget Sandviç Fiyat Listesi



BRATİSLAVADA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER FOTO REHBER


Otelimizden çıkıp tuna kıyısı boyunca ilerliyoruz 'historical area' yazan tabelaları takip ettiğimizde kendimizi Slovak Ulusal Tiyatrosunun önünde buluyoruz.
Kendinize Bratislava gezi planı yaparken gezinize tiyatronun önünden başlayabilirsiniz. 
Divadlo; tiyatro demek Slovakça.
Eğer bir tiyatro aşığı iseniz linke tıklayıp Slovak Ulusal Tiyatrosunun oyun içerik ve zamanlarına bakabilirsiniz.
Linke tık tık:  http://www.snd.sk/

Slovenské národné divadlo
Slovak Ulusal Tiyatro Binası
Bratislavayı gezmek için iyi bir başlangıç noktası,ilk gezi noktanızı tiyatro olarak belirleyebilirsiniz
.Bir diğer başlangıç noktanız Hlavne Namestie de olabilir,tiyatro bizim otelimize yakın olduğu için ilk gezi noktasını burası olarak belirledik.

Tiyatro Binasından sonra
bizi Shöner Naci Abimiz karşılıyor.
Bu güler yüzlü,jilet gibi abimizin hikayesi
biraz acıklı aslında.Rivayete göre kendisi 4 dil biliyor,babası ayakkabıcı dedesi ise
çok ünlü bir palyaço.
Kendisinin  aşk acısı yüzünden biraz contayı sıyırdığı yaz kış atkısı boynunda şapkası elinde
insanları selamlayarak gezdiği söyleniyor.1967 yılında ise tüberküloz hastalığından hayatını kaybediyor.
İnsanlara her gün nezaketini sunan bu nazik adamın heykeli yapılıyor şimdi de şapkasıyla şehri ziyarete gelenleri selamlıyor.

Bratislava heykelleri ile de ünlü bir şehir şehrin her yerine serpiştirilmiş,
irili ufaklı heykeller bunlardan biri de 'man at work' diğer bir adıyla CUMİL.
Cumil heykeli 1997 senesinde 1805 yılındaki istilanın ardından eski şehir KORZO'nun
yeniden inşasını anlatmak için yapılmıştır. Cumil heykeli Panska Caddesi üzerinde bulunuyor.
Cumil'in de farklı bir hikayesi var.Alt yapı çalışmalarında çalışan işçilerin hava almak için
rögar kapaklarından kafalarını çıkarır vekadınların eteklerinin altına bakıp ıslık çalarlarmış tabi
bu rivayet bunun gibi bir çok senaryo var.Turistler Cumili çok seviyor ben de çok sevdim ve bu yüzden onun yanına  gideceğim gün elbise giydim eveet :)Ama bana ıslık çalmadı ne yazık :p




Cumil ile başka bir buluşma

Hviezdoslav Meydanında bulunun heykel ise  Hans Christian Andersen 'Küçük Kibritçi Kız' masalının yazarı,bu masalı Bratislava şehrinde yazmış.Bratislava şehrini de çok seviyormuş.Bratislava şehrinin bir peri masalışehri olduğunu da söylemiş yazardır kendisi.




Macar Kraliçesi Elizabet of Hungary için adanmış kilise ve
macar bir mimar tarafından yapılmış.1907-1908 yılları arasında 
inşa edilmiş.

Macar kraliçesi Elizabeth, 14 yaşında evlenmiş ve 20 yaşında kocasının ölümü
üzerine dul kalmış.Macarlarda da bizdeki mehir sistemi varmış,ve 
kocasının ölümü üzerine çeyizi kendisine geri verilmiş bu parayla kendisinin de görev 
yaptığı bir hastane yaptırmış.Elizabeth of Hungary  hristiyan aleminin hayırseverlik simgelerinden biridir aynı zamanda,iyi insanlar hep erken göçer bu hayattan Kraliçe Elizabet de 24 yaşında ölmüş ve ölümünün ardından azize ilan edilmiştir.


Church of St. Elizabeth Mavi Kilise
çoğu zaman şeker,pasta kilise gibi benzetmeler yapılmış olsa da ben bu kiliseyi
buluta,gökyüzünden düşen bir parçaya benzettim.Avrupa'daki diğer kiliselerden farklı,
genelde avrupa mimarisi barok tarzda işlerle bezenmiş durumda Mavi Kilise onlardan çok farklı önünde bol bol fotoğraf çekilesi bir yer :)gökyüzüne dokunmak gibi bişi..






 Bu Selfi için mazur görün beni :) 





Mavi Kilise önündeki anıt,araştırmama rağmen hiç bir
kaynaktan bilgi edinemedim ama bir gün bir bilgi
edinirsem sizlerle paylaşmak adına bu fotoğraf  burda
dursun. 

Bratislava'da haritaya bakmadan etrafta ne var ne yok gezintisi yaparken bir el sanatları pazarı bulduk,çok cici şeyler vardı ve yaratıcı ürünler.Eğer el sanatlarına karşı ilginiz varsa uğramanızı tavsiye ederim derim ama pazarın adı hakkında bir fikrim yok  sokağın adını dahi hatırlamıyorum,bu cici şeyleri görünce hepsi aklımdan ucup gitmiş,şimdiden özür dilerim. 



Dantel hiç bir zaman modasını kaybetmeyecek sanırım,sürekli farklı şekillerde karşımıza çıkacak,çıksın da .El sanatları geçmişi günümüze yansıtan bir olgu olduğu için ben çok seviyorum hiç ölmesin el sanatları,hep yaşasın değer bulsun..



Kurutulmuş meyvalardan oda kokusu yapmışlar annem de ben de çok sevdik,biz 
satın almadık çünkü annem inceledi ve evde kendim yapıcam dedi,fikirlerini feyz aldık
ama kültürel etkileşim böyle bir şey işte :)

Siz de bu halkanın ortasına oturun İstanbul'a
1231 Km,New York'a 6856 Km,
Londra'ya 1288 Km uzaklıkta fotoğraf çektirin.


Bratislava'dan İstanbul 1231KM Michael Kapısını biraz geçtikten sonra
yerdeki kraliyet tacı simgelerini takip ettiğinizde sizi bu merkez noktaya götürecektir.

Evet gezmek insanı acıktırıyor,Bratislavada iken akşam yemeklerini bir yerde yemeyi tercih ettik çünkü,hem çok lezzetli ve doyurucu hemde uygun fiyatlara yemek sundu NARNIA bize. Hmmm narnia tanıdık geldi değil mi evet Narnia Günlükleri'nden adını almış bu kafenin içi de narnia günlükleri konseptiyle döşenmiş ve duvarda da filmdeki karakterleri resmedilmiş.





Narnia Günlükleri konseptiyle döşenmiş bu kafeyi ben de çok sevdim.
Bu Kafe slovakya tiyatrosunun hemen yanında.Merkezi ve şık olmasına rağmen
oldukça hesaplı.

4 kişi için yalnızda 21EURO ödeme yaptık
karnımız da doydu oh miss.

                                                      BRATISLAVA KALELERİ

Bratislava'da 3 adet köprü bulunmakta ama ben sadece 2 tanesini gördüm sanırım Stary Most (Eski Köprü) yıkılmıştı sadece köprünün ayakları kalmıştı.

Novy Most dünya'nın 32. en yüksek kulesine sahip.Tarihi şehir Bratislava'yı ve Petrzalka'yı birbirine bağlar.Yani Hotelimizin karşısında gördüğümüz yer Petrzalka.

Novy Most Köprüsü



Most Apollo gece görünüşü.Most Apollo köprüsü de şehrin en yeni köprüsü 2005 yılında hizmete açılmıştır.




Stary  Most köprüsü şehrin en eski köprülerinden biri ama dediğim gibi köprünün sadece ayakları kaldığı için resmi yok.Sanırım yeniden inşası falan yapılacak.1825 yılında inşa edilmiş 2010 yılında da araç trafiğine kapatılmış.






Eğer alışverişe meraklıysanız Bratislava'da çok güzel bir alışveriş merkezi de var adı da EUROVEA . Bilgisayar oyunlarına meraklıysanız burada çok büyük bir mağaza gördüm meraklı olmasam da meraklı olan arkadaşlarım için girdim baktım :) bir şey anladım mı tabi ki de hayır ama bir tane var orda ben biliyorum(^_^) Bratislava da alışveriş yapılır mı derseniz fiyatlar oldukça uygundu mesela ben oradan kendim için 20 euroya çok güzel bir çanta aldım,ürün kalitesi de Türkiye ile eş değer tabi tekstil ve benzeri ürünler Türkiye'den dünyaya dağıldığından mütefellit olsa gerek.
Peki buraya ulaşım nasıl sağlanır derseniz tabi ki de yürüyerek gitmeniz mümkün daha önce de söylediğim gibi Bratislava adımlarımız için kurulmuş bir şehir ve yürümek çok keyifli çünkü bir yanında nehir,tepenizde ılık bir güneş ve etrafa serpilmiş heykel ve biblo evler.Otelimiz nehirin kenarında olduğu için otelden çıkıp nehir boyunca kuzeye doğru yürüyoruz ve yolun kenarında lüks bir otel kafeler ve nehri oturup seyredebileceğiniz merdivenler mevcut. Yine yurtdışı ve ülkemizi karşılaştırı gibi olacağım ama maalesef ki bizim ülkemizdeki gibi güzel manzaraların tadını çıkarmak için kafelerde oturup tonla para vermek zorunda değilsiniz burada kafeler kıyıların tam kenarlarına değil 500 mt kadar ötelerine yapılmış ve halkın hizmetine sunulmuş;dilerseniz kafede dilerseniz de çimlere yayılıp günün tadını çıkarabilirsiniz.Otelden çıkıp yürüdükten sonra bu merdivenleri görünce oturup bir soluklanalım dedik tabi ki de yorulduğumuzdan değil Bratislava o kadar şirin bir şehir ki size hem dinlenme hemde gezme fırsatı sunuyor.Burada biraz oturduktan sonra 200mt kadar daha yürüdük ve sonunda EUROVEA Alışveriş Merkezine ulaştık karşılaştığımız manzara muazzamdı çünkü alışveriş merkezinin ortasındaki meydanda bir havuz vardı ve havuzun önünde de bir heykelcik güneş de batmak üzereydi ilk defa bir alışveriş merkezine giderken bu kadar huzura erdim çünkü normal şartlarda insanların alışveriş merkezlerine temel ihtiyaçlarını edinmek için gitmelerine bir anlam verememekteyim :)

Most Apollo köprüsüne doğru ilerliyor ve EUROVEA'ya ilerliyoruz.


Eurovea Alışveriş Merkezi Meydanı

Bir elinde ayna bir elinde cımbız umurunda mı dünya?!?
Suya bakmak çok rahatlatıcı resimden bile :)
Bratislava'da gezimizi bitirdikten sonra bot otelimizde son gecemizi geçirip sabah resepsiyondan Viyana'ya giden otobüslere nerden bineceğimizi sorduktan sonra otelimize yakın olan otobüs durağından  50 veya 70 numaralı otobüslere binerek AUTOBUSOVA STANICA'ya gidiyoruz merkezden bu otobüs garına ulaşım 3-5 dk sürüyor.
Araç kiraladığımız için ve aracımızı Viyana Havaalanın'dan alacağımız için Bratislava'dan Viyana'ya geri dönüyoruz.
Slovak Lınes'tan Bratislava Viyana Arası Otobüs Bileti 7,70 Euro.Otobüsün belli durakları var dönerken biz Viyana Havaalanında ineceğimizi söyledik eğer sizde son durağınızı Viyana olarak belirlerseniz ve gitmeden bir Bratislava da yapayım derseniz ki bu çok iyi bir fikir :) Bratislava'dan sonra Viyanaya dönerken ve biletinizi keserken ineceğiniz durağı belirtmeyi ihmal etmeyin biz havalimanında inmek istediğimizi belirttik çok rahat bir yolculuk geçirdik açıkcası ben de korkuyordum ya kaybolursak falan yok yaaa kaybolmuyormuşsunuz :D neyseki ben soru sormaktan çekinmeyen bir insanım hatta biraz fazla soru soran bir tipim :)))

Şimdi Bratislava gezimize fotoroman şeklinde devam edelim mi?













Slovak Lines internet sitesinden de otobüs saatlerine,farklı şehirlere(viyana,prag vs.) giden otobüslerle iligli bilgilere ulaşabilirisniz.Link'e tık tık :)



8 Ağustos 2014 Cuma

Viyana Genel Bilgi

Viyana Avusturya'nın gözdesi ve başkentidir.Avusturya'nın yüz ölçümü en küçük şehri olmakla birlike 1.705.000 kişilik nüfusuyla en kalabalık şehridir.Ayrıca Viyana'nın herhangi bir komşu ülkeye de sınırı yoktur.
Kenarından Tuna Nehri Geçer.Viyana 23 bölgeden oluşur.her bölgenin numarası vardır.Mesela Inner Stadt 1.bölgede yer alır.Örenğin benim kaldığım otel 3.bölgede Landstrasse yer alıyordu.

Hepinizin bildiği gibi Osmanlı Viyanayı iki kere kuşatmasına rağmen alamamış. Viyana'yı ilk kez 27Eylül-16 Ekim 1529 tarihinde kuşattı başarısızlığa uğramış.İkinci seferi de 1683 yılında kuşattı ama yine başarısız olmuş.Osmanlı Viyana İmparatorluğunun korkusu haline gelmiş öyle ki Osmanlı akıncılarının geldiğini  Stephan Katedralindden  çan çalarak haber vermesi için bir memurluk görevi bile tayin edilmiş.



Bir önemli not daha Viyana'da Almanca konuşuluyor ama Viyana halkı Almanları pek sevmez aslında her iki ülkede köken olarak Alman.Almanlar Avusturya imparatorluğuyla savaşarak bağımsızlıklarını kazanmışlar ve cabası Viyana İmparatorluğundan toprak da almışlar.Almanya'nın nüfusu 80 milyonken Avusturya'nın nüfusu 9 milyona yakın.İkinci Dünya Savaşı patlak verince iki devlet birleşmiş ve savaşa katılanların bir çoğu ölmüş,nazilerin suç ortağı olmak da Viyana Halkında bir yara olarak kalmış tabi.




Viyana Vol.2

Viyana şehriyle Ön sevişmeyi bitirdikten sonra vurucu kısma gelelim:)
Viyana'ya neden gidelim?

StephanPlatz(ESKİ ŞEHİR MERKEZİ)
Stephansdom(ST. Stephan Katedrali)-burası stephanplatz'da yer alıyor metrodan çıkarken ilk karşınıza çıkacak olan muazzam kilise bu.
Innere Stadt(INNERE CADDESİ)
Graben Stadt(GRABEN CADDESİ)
Pestsaule(GRABEN VEBA ANITI)
Votivkirche(VOTIV KİLİSESİ)- U3  Metro Hattıyla Volkstheater durağında inmeniz gerekiyor.
Rathaus(Belediye Binası)-U2 metro hattına binip Rathaus durağında inmeniz gerekiyor.Ayrıca bu bölgede VİYANA ÜNİVERSİTESİNİ de görmeniz mümkün.
ST. Peter Kirche(PETER KİLİSESİ)
Opera Binası
Schemtterlingshaus(KELEBEK EVİ)

Viyana Sarayları
Schönbrunn Sarayı
Belvedere Sarayı
Hofsburg İmparatorluk Sarayı

Metro Bileti Fiyatı:2.20 EURO
 Ne Yesek?
Schnitzel
Apfelstrudel(Meşhur Elmalı Tatlı)

Ben nereleri mi gezdim :)
İlk işim metro U3 Metro Hattına binip Stephansplatz Durağında inmek oldu.

viyana geziyorum stephanplatz
Viyana Stephansplatz Metro İstasyonu

Aziz Stephan Katedrali(Domkirche)

Yürüyüne merdivenlerden meydana çıktığınızda karşınıza Aziz Stephan Katedrali çıkacak.Yürüyen merdivenlerden tam tepeye çıktığınızda ilk işiniz sağ tarafa bakmak olsun :)
viyana,aziz stephan katedrali
Viyana Aziz Stephan Katedrali

Aziz Stephan Katedrali 1365 yılında inşa edilmiş.Viyananın şehir merkezi Stephanplatz'da yer alır.Roma mimarisi ve gotik tarzda inşa edilmiş kilise Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından inşa ettirilmiştir.
Bu kilisenin en ilginç iki hikeyesi var.Bunlardan biri Kilise içerisinde bulunun çan Osmanlıların şehre attığı toplar eritilerek yapılmıştır.

Stephanplatz,Pummerin
Stephanplatz,Pummerin Çanı

Bir diğer ilginç hikaye ise Osmanlı Akıncılarının geldiğini haber vermek için kilise çanını çalması için memurluk tayin edilmiş olması.1956'da Viyana Belediye Meclisi bir Osmanlı tehlikesi kalmamasıyla bu memuriyeti kaldırmıştır.

Avusturyalıları Osmanlılara karşı ayaklandıran Papaz 

 Resimde görmüş olduğunuz papaz Avusturya halkının Osmanlılara karşı direnmesinde kilit rol oynamış.Ayağının altındaki ise bir osmanlı akıncısını temsil etmektedir.
Şehri tepeden görebilmek için SÜDTURM'a çıkmaya karar veriyoruz.Kale 67 Metre ve tam tamına 343 merdiven var,peki peki abartılacak kadar çok değil :) bundan daha fazla merdivenler de çıktım ben ama bu kuleye çıkmak yinede beni zorladı çünkü çok dardı ve siz yukarı çıkarken aynı zamanda aşağıya inenler de olduğu için tepeye çıkmak baya uğraştırıyor ama ben her zaman söylerim tepeye çıkarken ne kadar zorlanırsanız zorlanın orada sizi inanılmaz manzaralar bekler ve yorgunluğunuzu unutup iyi ki çıkmışım dersiniz.

Südturm'a çıkmak için bilet almanız gerekiyor.
Südturm Bilet Fiyatı:4 EURO


 Südturm'a çıkarak bu şehri tepeden izlemenin keyfine varabilirsiniz

Viyana Panoromik Ziyafet

Viyana Panoromik Ziyafet





Viyananın bir diğer alışılageldik manzarası at arabaları,bu arabalarla şehri turlayabilirsiniz hatta Viyanaya ilk kez geliyorsanız bu arabalarla bir şehir turu atmanızı tavsiye ederim çünkü size hem şehri gezdiriyorlar hemde gezdiğiniz yerler hakkında bilgi veriyorlar ben internette bile bulamadığım bilgileri bu abiler sayesinde elde etmiştim mesela mozartın evinin olduğu tek blokluk caddeye kadar sizi götürüyorlar :) Birde bu at arabalarının şöyle bir güzelliği var sürücülerinden bazıları TÜRK ve size türkçe bilgi veriyorlar hatta bir tane kastamonulu bir abi var orda gidip onu bulun derim biz ikinci kere gittiğimizde de kendisine bir selam vermek için yanına gittik,eğer Türkseniz ve bu abimizi bulabilirseniz bu at arabalarına daha uygun fiyata binebilirsiniz :)


Aziz Peter Kilisesi(Peterkirche)


Aziz Stephan Katedralinden sonra Peter Kilisesine gidiyoruz.Bu kilise küçük ama içi muazzam güzelliklerle dolu.Daha önce bir sürü büyük kilise,katedral vs gördüm ama peter kilisesine ilk girdiğimde yaşadığım şaşkınlığı hiçbirinde yaşamadım.Bizim camilerimiz nasıl insana wooww dedirtiyorsa mimarisiyle bu kilise de içindeki sanatsal çalışmalarla wooww dedirtecek nitelikte.Kesinlikle es geçmeyin derim.

Kilise Aziz Stephan'a yakın,Peterplatz caddesinde.





Peterkirche Viyana



PeterKirche Viyana

GRABEN CADDESİ VE VEBA ANITI


Peterkirche'den Graben Caddesine geçiyoruz.Graben caddesinde dinlenip kahvenizi içebileceğiniz kafeler mevcut.

Aslında bu caddenin en önemli özelliği Veba Anıtı. 1679 yılında veba anıtı tüm kenti kasıp kavurmuş.Veba salgınında ölenlerin bu anıtın altında gömülü olduğu da söylenenler arasında.Veba salgınında imparator I. Leopol  kenti terk ediyor ve döndüğünde de bu anıtı yaptırıyor.

Ayrıntılı bilgi için Wikipedia'ya tık tık;  http://tr.wikipedia.org/wiki/Viyana_Veba_S%C3%BCtunu















Graben Veba Sütunu,Viyana



Graben Caddesi Viyana
Graben caddesinden Kohlmarkt'a gidiyoruz.Kısa bir yürüyüşün ardından Innere Stadt'a geçiyoruz.Innere Stadt'a ünlü markaların mağazaları ve kafeler var.Gezenler hep söylerler ya bilmem nerenin şu caddesi aynı İstiklal Caddesi gibi :) hayır efenim hiç bir yer aynı İstiklal Caddesi gibi değil olamaz da :) Yinede bir yere benzetmemiz gerekiyorsa innere stadt cadde bostana benziyor diyebiliriz..Innere stadt'ta yapmanız gereken etraftaki güzelliklerin tadını çıkarmanız.Yani boş boş bakınarak gezin bol bol fotoğraf çekin :)

Bu arada Avrupa'da su oldukça pahalı bu yüzden bir sırt çantası edinin ve su mataralarınızı aşağıda görmüş olduğunuz halka açık damacanalardan doldurun derim :)






Bedava su içebilceğiniz halka açık damacana

Karamel sever misiniz? Ben bayılırım şehir merkezinde dolaşırken bir şekerci dükkanına uğrayın ve sadece 2-3 euro arası satılan karamellerden alın:)


VİYANA  SARAYLARI
Avusturya hanedanı torunlarına muazzam güzel saraylar bırakmış,bizim Dolmabahçe Sarayımız da şahane güzelliklere sahip ama insan borç alınarak yapıldığını duyunca da içi bir burkulmuyor değil. Tamam Avrupa'ya giden her Türk insanı gibi kendi ülkemle başkasını karşılaştırıyorum kabul ama ne yalan söyliyeyim biz bu kadar yürekli iken biz bu kadar akıllı iken,elimizde onca olanak varken bunları kullanamamak aptallık gibi geliyor.

Şimdi sizlere Viyana'nın en önemli 3 sarayından bahsedeceğim.
  1. BELVEDERE SARAYI
  2. HOFBURG İMPARATORLUK SARAYI(YAZLIK SARAY)
  3. SCHONBRUNN SARAYI(KIŞLIK SARAY)

BELVEDERE SARAYI

Belvedere Landstrasse'de yer alıyor.İki kısımdan oluşuyor yukarı Ayrancı aşşağı Ayrancı :) tamam kabul iğrençti Vizontele'deki Cem Yılmaz şakasını copy paste yapmak iyi bir fikir değildi. Belvedere sarayı yukarı ve aşağı Belvedere olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. 1668-1745 yılları arasında Savoy Prensi Eugen tarafından yaptırılmıştır.Evet saray bir lüks tüketim aracıdır.Hani daha fazla kazanmaya başlayınca teknolojik harcamalarınız artar veya sana değilde has tereyağı kullanmaya başlarsınız işte böyle bişi. Krallar da hep böyle saraylar falan yaptırmışlar.Allah'ım ne yapıyorum ben şimdide Ekonomi Biliminden örneklerle anlattım ya sarayı :)beni mazur görün.Belvedere Sarayı bugün müze olarak kullanılmaktadır. İçinde bir çok müze vardır ve tek bir gün gezmek için yeterli olmaz. Eğer müzeleri gezmeyi seviyorsanız Belvedere Sarayı bunun için doğru adres.Unutmadan yukarı Belvedere'nin Avusturya için bir önemi var 15 mayıs 1955 Avusturya'nın II.Dünya Savaşı sonrasında özgürlüğe kavuşmasını sağlayan antlaşmanın imzalandığı yerdir.



SAVOY PRENSİ EUGEN


HOFBURG İMPARATORLUK SARAYI
1659 yılında yapılan Hofburg Sarayı başta habsburg hanedanlığı olmak üzere Avusturya-Macaristan imparatorluğundan önemli isimlere ev sahipliği yapmıştır.Sarayta tamı tamına 4.659.852 adet tarihi eser vardır,bunların arasında yemek takımları,altın kaplamalı şamdanlar vs. gibi kraliyet ailesinin kullanmış olduğu eşyalar bulunmakta.

Şu ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler sözünü hepiniz bilirsiniz.Bu sözü söyleyen Maria Teresa'nın kızı Fransız kraliçesi ve Avusturya Arşidüşesi Marie Antoinette'dir.Henüz 14 yaşındayken Fransa veliahtı XVI.Louisle evlendi.1793 Fransa Devriminde vatan hainliği gerekçesiyle giyotinle idam ediliyor.
İdama götürülmeden önce bir cellat kraliçenin saçlarını kesmeye geliyor ve ellerini bağlıyor daha sonra at arabasına bindirilerek Paris sokaklarında bir saatten fazla dolaştırıldıktan sonra idam edileceği giyotinin yanına Concorde Meydanına getiriliyor. Kendisine eşlik eden papaz Maria Antoinette'nin kulağına eğilip " Bu an madam, cesaretinizi kuşanmanız gereken andır" diyor.
Bunun üzerine Kraliçe papaza gülümseyerek "Cesaret mi? Tüm sıkıntılarımın sona ereceği bu an, cesaretimin yüzümü kara çıkaracağı an değildir" diyor. 
Başka bir söylentiye göre Maria Celladı'nın ayağına basarak "Özür dilerim mösyö, istemeden oldu" diyor. bunun üzerine cellatla dalga geçtiği için çırılçıplak soyularak cezalandırılıyor. Demekki neymiş cellatla şaka olmazmış efendim.

Maria Antoinette
'Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler.'

Hofburg Sarayında 'Sisi Museum' bulunmakta. Görülmesi gereken,hayatı bende inanılmaz ilgi uyandıran Kraliçe Elizabeth'in müzesi.Bu müzeyi ziyaret ederek bu güzeller güzeli kraliçenin hayatına yakından tanık olabilirsiniz.
Kraliçe Sisi, Bavyera dükü Maximilian Joseph'in kızıyıdı.15 yaşındayken 23 yaşındaki kuzeni Franz Joseph ile karşılaşır.Franz Joseph Elizabethe aşık olur. Elizabeth'in ablasına aşık olması veya evlenmesi beklenirken Joseph Sisi'ye gönlünü kaptırır.24 Nisan 1884'te evlenirler.Fakat yolunda gitmeyen şeyler vardır.Sisi'nin sinirsel rahatsızlığı evlendikten sonra ortaya çıkar.
Viyana saray kurallarının katı kurallar olduğunu düşünür ve bu kurallara karşı sert bir tutum sergiler
Saray içerisinde asi kişiliğiyle tanınır.Saray'ın kuralları da Kraliçenin kendi kabuğuna çekilmesine sebep olan etkenlerden biri olur.1860 yılında veba hastalığı teşhisi konmasıyla sürekli seyahet etmeye başlar.Macaristan gözde ülkelerinden biridir.Şunu belirtmek isterim ki Macaristan şifalı sularıyla ünlüdür,yani kaplıcaları ile dünyaya ün salmıştır. Kraliçe bu sebepten dolayı da Macarasitana gitmiş olsa gerek.Macar halkını da o denli sevmiş ki Macar halkı da ona minnetini göstermek için olsa gerek Budapeşte'deki köprülerden birinin  adını Elizabeth köprüsü adını vermişler.
Kraliçe Sisinin hayatı boyunca yaşadığı en büyük acı ise tek oğlu veliaht Prens Rudolf'un 1889'da intihar etmesi olmuştur.
İsviçre'ye yaptığı bir gezi sırasında İtalyan Anarşist Luigi Luccheni tarafından göğsünden bıçaklanarak ölüdürülmüştür.Sisi Museum'da üzerinde bir bıçak kesiği olan Kraliçe Sisi'nin elbisesini de görebilirsiniz.Bu elbiseyi görmek beni gerçekten etkilemişti.
Kraliçe Sisi'nin fiziksel güzelliğinin sırlarına bu müzede erişebilirsiniz.Moda,spor,ve kişisel bakımın öncülerinden biri olduğunu söylememiz yalnış olmaz bence. O kadar saray gezdim ama hiç bu kadar kendine dikkat eden bir kraliçe daha görmedim.Kendisi için özel spor aletleri yaptırmış bu hatun kişilik.Uyguladığı zorlu diyetlerle de bilinir ; hatta bir günü yalnız bir portakalla da geçirdiği söylentiler arasında.
Kraliçe Sisinin portrelerini gördüğümde ilk vurulduğum şey upuzun saçlarıydı.Onun portreleri oldukça göz alıcıydı bakımlı ve saf bir güzelliğe sahip Kraliçe Sisi'ye eşi Kral Joseph'in neden aşık olduğunu anlar gibiydim.









Hofburg İmparatorluk Sarayı Viyana


SCHONBRUNN SARAYI
Bu saray Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun hanedanlığı tarafından kışlık olarak kullanılmış.Avrupa'daki saraylar arasında en en güzellerinden biri. Favori saraylarım arasında yani.Birincisi Fransa-Versace Sarayı,ikincisi de Schonn Brunn. 
Schön kelimesinin anlamı güzel demek Brunn ise Almancada çeşme anlamına gelmekte.Schönbrunn güzelçeşme anlamına gelmekte.Schönbrunn sarayı'nın gez gez bitmeyen kraliyet bahçesi ve saray odaları görülmeye değer.Viyana'ya giderseniz kesinlikle bu güzel saraya bir gününüzü ayırın derim.Ayrıca Schönbrunn da büyük bir hayvanat bahçesi de bulunuyor.Aslında hayvanların doğal ortamları dışında yaşatılmasına karşı olsam da hayvanat bahçesini gezdim.Belgesellerde gördüğüm tüm hayvanları filleri,penguenleri,su aygırılarını,pandaları,aslan ve kaplanları ve hatta kanguruları bile görme fırsatı buldum.
Bu hayvanat bahçesinin adı Tiergarten Schönbrunnwww.zoovienna.at adresinden de hayvanat bahçesini inceleyebilirsiniz.Hayvanat bahçesine giriş ücretli biz bilete 16.50 Euro verdik.hayvanat bahçesini gezmek iki buçuk saatimizi aldı.Size tavsiyem Shönbrunn Sarayına gittiğinizde sabah erkenden gitmeniz ve bir gününüzü oraya ayırmanız.

Schönbrunn Sarayına giderken U4 hattını kullandık.



TierGarten'daki penguenler oldukça havalıydı :)

Gerçek bir kutup ayısı göremedik
ama iyi ki görmemişiz nesillerinin
tükenmemesi umuduyla yaşıyorum

Pelikan da görmedim demem artık

Adete bir savaşçı

ohh keyfe gel
Üzerinde desen çalışılması yapılmış gibi :)


Bana hiç pas vermediler



Avusturya'da kanguru yok demişler ama bakın
ben ne buldum
O da ne Avusturya'da bir kanguru :)


Yarasalar
Eğer macerayı seviyorsanı bu hayvanat bahçesinin içinde birde bir tünel mevcut,içeri girdiğiniz zaman tasmasız,kelepçesiz özgür yarasalar var,karanlık bir geçit.Eğer cesaretiniz varsa ki unutmayın çığlık atmamalısınız çünkü yarasalar kördür ve sese duyarlıdır saldırılarına maruz kalabilirsiniz.Biz erkek kardeşimle bir iki adım ilerledik tünelde ama sonuna kadar gitmeye cesaret edemedik arkamızı dönüp çıkarken yarasanın biri arkamıza lap diye düşüverdi o kadar macere bile yeterliydi.Bizim ardımızdan siyahi bir arkadaş girdi ve ben cidden giricek misin diye sorduğumda korkarak evet dedi tünel çıkışında nasıldı korkmadın mı dediğimde az önceki korkak halinin yerini cesur bir adam almıştı :)Eğer cesaretiniz varsa deneyin derim..
Hayvanat bahçesinin çeşmesi çocuklar için özel olarak
tasarlanmış



Schönbrunn Sarayına gittiğimde ilk ziyaret alanım hayvanat bahçesi oldu çünkü Viyanayı ilk ziyaretimde sarayı gezmiştim.
Bu yüzden saray turu yapmadım ama yine de sizler için bilgi edindim.
Saray oldukça büyük gerçi bir 'Versailles Sarayı' değil ama,ihtişamlı ve ilginizi çekebilecek güzelliklerle dolu.Konseptli odalar,tablolar,Kraliyet ailesi için özel olarak tasarlanmış daireler ve şahsi eşyaları gibi bir çok şeyi bu sarayda görebilir,bahçesinde aşk tazeleyebilir,bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Ayyy tam tanıtım yazısı gibi oldu :) Şimdi biraz ciddileşiyorum evet efenim Shönbrunn sarayını gezmek bittabi ücretli.Ücretler turun büyüklüğüne göre değişiyor.

IMPERIAL TOUR
Bu turun ücreti 10,50 Euro
6-18 taş arası için 7,50 Euro
Öğrenciler için ise 9,50 Euro

Imperial tur size 22 saray odasını gezme fırsatı veriyor ve bu tur 30-40 dk. arası sürüyor.

GRAND TOUR
Bu turun ücreti 13,50 Euro
6-18 yaş arası  9,50 Euro
Öğrenciler için ise 12,20 Euro

Grand tour ise size 40 saray odasını gezme fırsatı sunuyor.Bu tur 50-60 dk. arası sürüyor.

Imperial Tour ve Grand Tour iki temel Tur paketi bunun dışında başka güzel tur biletleri de var hatta bunlardan biri hayvanat bahçesine gezmenize de olanak veriyor.Eğer tüm sarayı gezmek isterseniz,saray bahçesindeki özel ve ücretli alanları da gezmek isterseniz bu tur paketleri size daha uygun gelebilir.

CLASSIC PASS
Bu turun ücreti 16,50 Euro
6-18 yaş arası 11 euro
Aile 36 euro
Öğrenciler için ise 14,90 Euro

Bu Tur size tüm saray odalarını gezme imkanını,Privy Garden,Maze(Labirent bahçe),Gloriette'nin(Franz Joseph'in Kraliçe Sisiye olan aşkını göstermek için yaptırdığı tak)tepesine çıkıp panaromik bir ziyafet çekmenizi sağlıyor.Bu turu 3-4 saat arası sürüyor.

CLASSIC PASS PLUS
Bu turun ücreti 19,50 Euro
6-18 yaş arası 12,90 Euro
Aile 42 Euro
Öğrenci 17,90 Euro

Bu tur size tüm saray odalarını gezme imkanını,Privy Garden,Maze(Labirent Bahçe),Gloriette gibi özel alanları gezmenizi sağlıyor. Tüm bunlara ek olarakViyananın meşhur tatlısı Apple Strudel yapılışını izleyebileceğiniz bir gösteriyi de içeriyor.Bu tur da 3-4 saat sürüyor.

GOLD PASS
Bu turun ücreti 39,90 Euro
6-18 yaş arası 19 Eruo
Viyana Kartınız var ise 32,50 Euro

Bu tur size sarayın tüm odalarını gezme imkanı sunar,bunun yanında privy garden'ı gezebilir,Glorieette'ye çıkabilir,Maze(Labirent Bahçe)'ye girebilir,Apple Strudel tatlısının yapılışını izleyebilir,hayvanat bahçesini gezebilir,Desert experience house'a gidebilir,Palm house'u gezebilir,Imperial Carriage Museum(Kraliyet ailelerinin seyahat etmek için kullandıkları araçların bulunduğu müze)'u keyifle gezebilirsiniz.
Bu tur 1-2 gün sürüyor.


Turları almak istemezsiniz kendi seçtiğiniz alanlara bilet alarak girebilirsiniz.
Gloriette
Gloriette'nin terasına çıkarak,viyanayı ve saray bahçesini panoromik olarak görebilirsiniz.
Bilet Fiyatı 2,50 Euro
6-18 yaş arası 1,90 Euro
öğrenci 2,20 Euro

Privy Garden
Bu bahçe de eşssiz güzelliklerle dolu peysaj mimarisinin en güzel örneklerini bu bahçede görebilirsiniz.
Bilet Fiyatı 2,50 Euro
6-18 yaş arası 1,90 Euro
Öğrenci 2,20 Euro

Maze 
Bu labirentte kaybolacaksınız :) 
Bilet Fiyatı 3,50 Euro
6-18 Euro 2,20 Euro
Öğrenci 3 Euro
















Mozart 6 yaşında ilk konserini Schönbrunn Sarayında
vermiş,minik piyanist iyi bir başlangıç yaparak
müzik hayatına sarayda başlamıştır.Mozart kadınlara olan
düşkünlüğüyle de bilinir.

Viyanaya gitmeden önce bu kitabı okuyabilir
Mozartın kadınlara olan düşkünlüğü
ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.
Viyana Kelebek Evi (Schemtterlinghaus)
Kelebek evine gitmek için 13 A otobüslerine binebilir veya U3 metro hattını kullanıp Neubaug. durağında inebilirsiniz.
Kelebek evi veya küçük kelebek ormanı diyebiliriz.İçeri girdiğinizde gözlerinize inanamayacaksınız öyle ki her yerde kelebekler uçuşuyor olacak;renk renk desen desen..Ellerinizle besleyebileceğiniz kelebekler de olacak,fotoğrafını çekmek isteyip ama bir türlü hızını yakalayamadığınız kelebekler de.